Pages

Subscribe:

CEVŞEN DUASI

B

14 Kasım 2012 Çarşamba

Hicri Yeni Yılınız Mübarek olsun♥

   


Selamün Aleyküm Verahmetullah...
Hicri Yılbaşı gecesi__ 10 kişiye selam vermek Sünnettir''(s.a.v)...

_____Hicri yılbaşı gecesi_____
Peygamber efendimiz (s.a.v) miladi 571’de 20 Nisana rastlayan, Rebiulevvel ayının 12. Pazartesi sabahı, Mekke’de doğdu. 622’de Mekke’den Medine’ye hicret etti. 20 Eylül Pazartesi günü, Medine’nin Kuba köyüne geldi. Bu tarih Müslümanların şemsi yılbaşı oldu. O yılın
Muharrem ayının 1. günü de, hicri [kameri] yılbaşı oldu. Muharrem ayının birinci gecesi Müslümanların kameri yılbaşı gecesidir.
Duası_______...
El- Muhsi; Ey bütün eşyayı kavrayan, yarattığı her şeyin sayısını bir bir bilen Allah’ım…! Hatalarımızın adil bir şekilde sayıldığı o günde, adaletinle değil rahmetinle muamele eyle,,,,
____El- Muhyi; Ey kullarını dirilten, hayat veren, ömür bağışlayan, yaşamaları için sağlık veren Allah’ım…! Afiyet içinde güzel bir hayat ihsan eyle,,,
____El Muid; Ey bütün canlıları hayattan sonra ölüme, ölümden sonra hayata çeviren ve buna devam eden Allah’ım…! Kereminle hidayete erdir, beni hak ve hakikate ilet,,,,
____El Mübdi; Ey bütün eşya ve canlıları ilk kez var edep yaratan Allah’ım bana rahmet ve bereket kapılarını aç,,,,
_____ El Mümit; Ey kullarını öldüren, canlarını alan, ölümü yaratıp kullarına ölüm acısını tattıran Allah’ım…! Nefsimin arzu ve isteklerini, maddi ve manevi düşmanlarımı acilen öldürüp helak eyle….

13 Kasım 2012 Salı

"Nene dedim"

CARİYENİN AŞKI..♥

 
 
 
 
 
 
CARİYENİN AŞKI..
Yavuz Sultan Selim Han, Mısır'ı fethettiğinde bir süre orada kalır. İdareyi eline alıp kendi hâkimiyetini yerleştirmek için bu elzemdir. Bu sırada bir çadırda kalıyor. Çadırı süpürüp temizleyen, yemeği yapan Mısırlı bir cariye vardır ki, Yavuz Selim Han sabah çıkınca, cariye geliyor, akşama kadar çadırı temizleyip yemekleri hazırlayıp gidiyor, akşam olunca da Yavuz Selim Han çadırına dönüyor. Cariye nasıl olduysa bir kaç defa Yavuz Sultan Selim Hanı görür ve Ona âşık olur.

Lâkin umutsuz bir aşk. Zira bir tarafta koskoca Cihan Padişahı Halife-i Rûy-i Zemin, diğer tarafta basit bir cariye...

Fakat cariyenin aşkı dayanılmaz boyutlara ulaşıp da kalbine sığmaz hale gelince, ne yapacağını bilemez halde Halifeye açılmaya karar verir. Lâkin aradaki uçurum cariyeyi iyice çıkmaza sokar ve kararsız hale getirir. Bir yandan aşkının dayanılmaz baskısı, diğer yandan aradaki devâsâ farkın kendini engellemesi arasında bocalayan cariye Halifenin karşısına çıkma cesaretini kendinde bulamadığından, yazıyla ilân-ı aşk etmeye karar verir.

Ve üç kelimelik bir not yazarak Halife hazretlerinin yatağına bırakır. Notta sadece üç kelime yazılıdır:

DERDİ OLAN NEYLESİN?

Akşam çadırına gelip de yatağının üzerinde küçük bir kağıt parçası bulan Yavuz Sultan Selim Han, kağıdı okuyunca bu notu yazanın, çadırını süpüren cariye olduğunu anlar. Ve kâğıdın arkasına cevabını yazar:

DERDİ NEYSE SÖYLESİN.

Kâğıdı aynı yere bırakır. Sabah olunca da çıkıp gider. Bir müddet sonra Cariye temizlik için çadıra geldiğinde ilk iş olarak kâğıdı arar. Kâğıdı bıraktığı yerde duruyor bulur. Kaparcasına kâğıdı alıp okuduğunda heyecanı bir kat daha artar. Halifenin cevabından cesaretlenen cariye, kâğıdı çevirip dünkü notunun altına şu cümleyi ekler:

KORKUYORSA NEYLESİN.

Akşam olur. Halife çadıra döner. Kâğıdı okur ve cevabı yazar:

HİÇ KORKMASIN SÖYLESİN.

Sabah bu cevabı okuyan cariye artık kararını vermiştir: Aşkını bu akşam halifeye söyleyecek. Ne olacaksa olsun artık. Ve o gün temizliği bitirdiği halde gitmeyip Halifeyi beklemeye başlar. Yavuz Sultan Selim Han akşam çadıra dönünce cariyeyi kendisini bekler bulur. Cariye, Halifeyi görünce hemen ayağa kalkıp temenna durur.

Yavuz Selim Han "Buyurunuz, sizi dinliyorum" deyince, cariye tüm cesaretini toplamaya çalışırken, titreyen ellerini gizlemek için elleriyle dirseklerini tutarak kollarını kavuşturur. Heyecandan yüzü kıpkırmızı olmuştur. Kalbi yerinden fırlarcasına atarken, titrek ve mahcup bir sesle: "Efendim..." der. "Cariyeniz... Size..." ve cümlesini tamamlayamadan yığılıp kalır.

Kalbine sığmayan aşkını söyleyemeden ruhunu teslim eden cariyenin, bu tertemiz aşkı karşısında Koca Halife gözyaşlarını silerek etrafındakilere şöyle der:

"Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin. Zira âşık, mâşukunun yolunda olur ve o yolda ölür."

AŞKIN AMACI BİRİLERİ İÇİN ''MÜKEMMEL INSAN'' OLMAK DEĞİLDİR.
SENİ MÜKEMMELLİĞE EN ÇOK YAKLAŞTIRACAK İNSANI BULMAKTIR..!

   

AŞK BAZEN ENGİN DENİZLERDE YANLIZ KOŞMAKTIR...!

ALLAH TEALA'dan Hediye Olarak Gelen At

  



ALLAH TEALA'dan Hediye Olarak Gelen At:

Rivayet olundu: Hazreti İbrahim AlennebiyyiAleyhisSelâm ve Hazreti İsmail AlennebiyyiAleyhisSelâm Kâbeyi bina etmeyi bitirdiklerinde, Allahü Teâlâ, kendilerine bir at (binek) verdi. Daha onların Kâbenin kalkan temellerinin üzerinde iken Allahü Teâlâ bu atı onlara âcil bir mükâfat olarak verdi. At diğer vahşî hayvanlar gibi bir vahşî idi.

Allahü Teâlâ İbrahim AlennebiyyiAleyhisSelâm ve Hazreti İsmail AlennebiyyiAleyhisSelâm'a Kâbenin temellerini yükseltme izni verdiğinde onlara:
-”Sizin için depolamış olduğum bir hazineyi size vereceğim,” buyurdu. Sonra İsmail AlennebiyyiAleyhisSelâm’a:
-”Ecyâd dağının üzerine çık. Orada hazineyi çağır, o sana gelir,” diye vahyetti. İsmail AlennebiyyiAleyhisSelâm, Ecyâd dağına çıktı. Duanın ve hazinenin ne olduğunu bilmiyordu. Allahü Teâlâ, yapacağı duayı İsmail AlennebiyyiAleyhisSelâm’a ilham etti. Yeryüzünde ve Arab toprağında bulunan bütün atlar, İsmail AlennebiyyiAleyhisSelâm’a icabet ettiler, çağrısına uydular. İsmail AlennebiyyiAleyhisSelâm, atın alnından tuttu. At, İsmail AlennebiyyiAleyhisSelâm’a karşı çok uysal oldu, ona boyun eğdi. İsmail AlennebiyyiAleyhisSelâm ata bindi ve ona yem yedirdi. At böylece İsmail AlennebiyyiAleyhisSelâm’a karşı uysallaştı ve İsmail AlennebiyyiAleyhisSelâm onu hizmetinde kullandı.

At, babamız İsmail AlennebiyyiAleyhisSelâm’ın mirasıdır. At’a Arabça isim verildi. Çünkü at’ın gelmesi için dua ile emrolunan ismail AlennebiyyiAleyhisSelâm'dır. At ismail AlennebiyyiAleyhisSelâm’a gelmişti. Arabî kelimesi, Araba’ya mensub demektir. (Bu kelime) iki fetha ile okunur. Arab sahası demektir. Arablara mensûb olan demektir. Çünkü babalan İsmail AlennebiyyiAleyhisSelâm, at ile neşe aldı.

:)♥


Nutella aşkı diye bişey var ♥



 

  

O da bişeymi? Tahin-Pekmez Sevdası diye bişey var. Yakar kavurur... Dermansız dert misali...
 




Ben Gibi..♥

 

ASİ BİR ATSIN SEN
GEM VURULAMAYAN
HANİ KENDİYLE SAVAŞIP KENDİNİ YENEN !
!!....Ben gibi♥