Pages

Subscribe:

CEVŞEN DUASI

B

28 Ağustos 2013 Çarşamba

BEN deyip susması SEN deyip ağlamaklı kalmasıı..!!!

  
Ne kötüdür insanın aklı ile yüreği arasında çaresiz kalması....
Ne kötüdür an kadar yakın bi asır kadar uzak olması..
Ve bilir misin ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması
BEN deyip susması
SEN deyip ağlamaklı kalmasıı..!!!
(alıntı)

AĞLARSIN...



 

Kırdığın kadehte kalan ömrümden,
Ağlarsın içtiğin yılları bilsen.
Hicrinle sararıp solan ömrümden,
Ağlarsın biçtiğin dalları bilsen.

Sefiller gücünü bende sınadı,
Kimi kaçık dedi, kimi bunadı;
Berdûş eleştirdi, sarhoş kınadı,
Ağlarsın düştüğüm dilleri bilsen.

Ar ettim sakladım uğraşlarımı,
Haberdâr etmedim sırdaşlarımı.
Gizlemek isterken gözyaşlarımı,
Ağlarsın seçtiğim yolları bilsen.

Felsefe böyledir dîvânelerde,
Teselli aranır bahanelerde,
Bir kadeh mey için meyhânelerde,
Ağlarsın döktüğüm dilleri bilsen.

Ateşe su dedim göz göre göre,
Aklım zavallıydı duyguma göre,
Bahtına şükretti Mecnûn bin kere,
Ağlarsın düştüğüm çölleri bilsen.
CEMAL SAFİ

Aşk Sadece Sende Mecnûn Eyledi Beni…

  

Aşka adanan mevsimleri kalbinde sûr eyleyen zemheri bir çığlıktı senin adın.

Yağmurlar taşırdın gök mavisi umutların terkettiği şehirlere. Her şehir adına adanan bir destanın ayak sesiydi. Geceleri bu yüzden sen kokardı her şehir. Ve ben tüm şehirlere inat şehirsizliği seçtim seni sevmenin şehrinde.

Ey menekşe kurusu hayallerini suya vuran aksinde yitiren sevdam!
Ey aşk iklimini kalbindeki hüzün mevsimine kurban eyleyen kavgam!

Gökyüzü bilmişken ben seni. Toprağa düşen ne kadar yağmur tanesi varsa hepsini sana râm eylemenin niyazıdır bu ağıt.

Her ağıt kendi sesleminde taşır sürûrunu. Ve ben sükûnete muteber kıldım sana mecz eylediğim ne kadar harfim saklıysa gecenin rahlesinde. Bu ağıt, ellerimde büyüttüğüm yıldızlarla ismine şerhettiğim bir parantez ol diyedir sevda şerhime. Bir sözdür bu sana, ilelebet göğsümde muskalanan. Söz ki Nûn’a değer Elif olmaya meylederken kalbim. Anlasana sevdegâhım. Sende cüzlensin istiyorum yüzünün ayetlerinde huzur sûrelerine mâtuf olan aşk.

Veyl ve aşk adına
Zeyl ve kan adına
Gece ve düş adına
Ateş ve kül adına

Huruf makamının esrârına mahkum kalıyor işte dil-i efgânım. Oysa sana seslenmek isterdim zemheri aylarında. Sen ol diye haykırmak isterdim; güneşin ellerime değen parıltısının üstündeki hülya.

Sen ki; mesrûr gecelerin mahremiyetine musâddık eylediğim rüyaların menekşelerce yorumlanan nağmesisin içimde.

Bir kelebek kanadında sakladığım hayatın; yusufçuk kuşlarının rehberliği eşliğinde kalbime vehmettiğim tercümesisin.

Ayaz ve kar adına
Duman ve is adına
Hazan ve yas adına
Allah ve ins adına

Kör gecelerin esaretiydi beni sana kalbeyleyen. Yusuf’un düştüğü kuyuydu belki de lâmekan gönlümün sende bulduğu. Her Züleyha yırttığı gömlekte taşır aşkının değerini bilirim. Ben bu yüzden yağmurdan bir libas giyindim üzerime. Ki gözyaşlarınla yırtasın diye haya perdemi.

Ferhat ve Şirin adına
Kerem ve Aslı adına
Leyla ve Mecnun adına
Muhammed ve Hatice adına

Ey çöl yalımı saçlarında hüznün şarkısını mırıldanan kulbe-i âhzân’ım!
Ey karanfil yanığı gözlerinde aşkın cilbâbını kuşanan sûret-i efkârım!

Aşk Sadece Sende Mecnûn Eyledi Beni…

Muhsin Kalender

20 Ağustos 2013 Salı

SAFIMIZ BELLİ OLSUN ..

   

Bilteci'den kızı Esma'ya veda
mektubu
Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan)
liderlerinden Muhammed el-Bilteci,
Rabiatul Adeviyye Meydanı'nda
keskin nişancılar tarafından
öldürülen 17 yaşındaki kızı Esma'ya
veda mektubu yazdı.

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan)
liderlerinden Muhammed el-Bilteci,
Rabiatul Adeviyye Meydanı'nda
düzenlenen darbe karşıtı
gösterilerde keskin nişancıların
kurşunu ile hayatını kaybeden kızı
Esma'ya hitaben mektup yayımladı.
Bilteci'nin sosyal paylaşım
hesabında yayımladığı kızı Esma'ya
olan duygularını anlatan mektupta
şu ifadelere yer verildi:

"Sevgili kızım ve değerli
öğretmenim...

Sana elveda demiyorum bilakis yarın
görüşmek üzere. Başı dik tuğyana
isyan ederek yaşadın. Tüm engelleri
redderek hürriyete sınırsızca aşık
oldun. Bu ümmet, uygarlıkta hak
ettiği yeri alabilsin diye onu yeniden
diriltmek ve inşa etmek için sessizce
yeni ufuklar arıyordun. Akranlarının
uğraştığı işlerle meşgul olmadın. Her
zaman derslerinde birinci olmana
rağmen öğrenmeye olan açlığın
dinmedi.
Bu kısa hayatta sohbetine
doyamadım. Vaktim, mutlu olacak
ve eğlenecek kadar geniş değildi.
Rabiatul Adeviyye'de son kez bir
araya geldiğimizde, "Sen bizimle
olduğunda bile bizden ayrısın"
diyerek bana olan sitemini dile
getirmiştin. Ben de sana, "Bu hayat
birbirimize doyacak kadar geniş
değil. Birbirimize doyalım diye
Allah'tan cennetinde bize bu sohbeti
vermesini temenni ediyorum"
demiştim.

Sen şehit olmadan iki gün önce seni
rüyamda gelinlikler içinde gördüm.
Bu dünyada eşi benzeri olmayan bir
güzellikteydin. Yanıma sessizce
oturduğunda sana, "Bu gece senin
düğün gecen mi" diye sordum. Sen
de "Düğünüm akşam vakitlerinde
değil öğlen olacak" demiştin.
Çarşamba günü, öğlen vakti şehit
olduğun haberi bana ulaştığında,
senin rüyamda bana ne demek
istediğini anlamış oldum. Allah'tan
seni şehit olarak kabul etmesini
niyaz ettim. Ve şehadetin, bizim
haklı olduğumuzu ve düşmanımızın
da batılın ta kendisi olduğu
inancımızı pekiştirdi.

Son vedanda yanında olamamam,
son bir kez seni görememem, alnına
son bir öpücük konduramamam ve
senin cenaze namazını kıldırma
şerefine nail olamamam beni
derinden üzdü. Beni bunları
yapmaktan alıkoyan, ölümden veya
karanlık hücerelerden korku değil,
uğruna canını verdiğin davayı
(devrimin hedeflerine ulaşması)
sürdürebilmekti.
Zalimlere karşı başın dik (göğsünü
gere gere) direnirken gaddar
kurşunlar göğsüne saplandı ve
ruhun yüceldi. Ne kadar güzel bir
azmin ve terbiye edilmiş bir nefsin
vardı. İnanıyorum ki, sen Allah'a
verdiğin söze sadakat gösterdin,
Allah da sana verdiği söze... Öyle ki,
şehadet şerefini bize değil de sana
bahşetti.

Son olarak, sevgili kızım ve değerli
öğretmenim...

Sana elveda demiyorum bilakis
görüşmek üzere. Buluşmamız,
yakında peygamber ve ashabıyla
birlikte Havz-ı Kevser'de olacak.
Sonsuz kudret ve hükümranlık sahibi
Allah'a yakın, O'nun nezdinde
değerli ve şerefli bir konumda.
Ayrılmamak üzere, birbirimize
doyma temennilerimizin
gerçekleşeceği bir buluşma..."

*****************
SAFIMIZ BELLİ OLSUN ..

Kral Nemrud İbrahim peygamber’in ateşte yakılması emrini verdikten sonra meydan yere odunlardan büyük bir yığın yapılmış. Odunları tutuşturmuşlar sonra. Alevler o kadar yükselmiş ki bulutların tutuşacağını sanmış çocuklar. Korkmuş kaçmış bütün hayvanlar. İbrahim Peygamber’i mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış askerler. Atacaklarmış ki Nemrud’un ne güçlü bir kral olduğunu anlasın, görsün; bir daha ona karşı gelmesin İbrahim Peygamber.

Bu sırada bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile koşa koşa gidiyormuş. Hem de boyu göklere varan cehennemi ateşe doğru. Gökte uçan ve gagasında ateşe atmak üzere bir dal parçası taşıyan bir kartal onun bu telaşını görüp sormuş hemen yanına yanaşıp: “Bu acelen niye? Nereye böyle?”

Ağzında bir damla su taşıyan karınca o bir damlayı ellerinin arasına alıp, “Duymadın mı” demiş. “Nemrud, İbrahim Peygamber’i ateşte yakacakmış. İşte ateşin olduğu yere su götürüyorum.”

Bu sözleri duyan kartal kendini tutamayarak uluorta kahkahalarla gülmeye başlamış. “Sen şu ateşe dönüp yüzünü hiç bakmadın mı?” diye sormuş. “Ne kadar büyük. Senin bir damla suyun ona ne yapabilir ki?”

Su taşıyan karınca, “olsun” demiş. “Hiç olmazsa safımız belli olur.”
 

Her vakit aynı tekerrüre denk....bil ki.

 


Kaybolarak bulunanlardır gerçekler...
bulmak istersen kaybol sende ki bulacaksındır gerçeğini
sesine dikkat et ne söylersen sana gelip haykırır gelir geri
dünya bu ya her vakit aynı tekerrüre denk bil ki...


Küfeci&İmlası

Ey Gül-i Yarem !..

    

Ey Gül-i Yarem !..

Ey Hazanım..
Sevgisinde nazlananım..
Kimler kırdı incitilmeyesi yüreğini?

Kimler yaktı gönül ateşini?
Ve hoyratça savurdular benliğini...
Yüzyıllık çınarlar yıkıldı o an içimde Ey Gül-i Yarem…
Ey hazanım..
Aşkında nazlananım..
Ey Gül-i Yarem,
Yareme seni bastım merhem...
Yaktığın ağıtlar semada duyuldu her dem.
Çığlık çığlık ördüm nefesimde seni,
Çözemedim Allah’ım bu nasıl bir bilmeceydi.
Ve sen gözbebeklerinde saklarken beni..
Her su bekleyen gönülde aşkımız yüceldi.


| Nur Hayat Şuara

Ey Gül-i Yarem şiiri



İşte öyle birşey ...

  


Hani bir yağmur yağar da bazen
Hani gök gürler ya arkasından
Hani şimşekler çakar peşinden
İşte öyle birşey




İçimde desemde bahar ....!

  

Sana en semâvii muhabbetlerimle gönderdim kelamların en güzelini
ve ey selâmımın muhatabı yâr ,
sen aleykumselam diyecek kalp taşıyorsan durma haykır ruhuma

Küfeci&imlası

"Özledim!"

  

Sahibinden,
Az ve temiz hislerle kullanılmış,

-"Seni Seviyorum!"
-"İyi ki varsın, iyi ki benimlesin, iyi ki benimsin!"

-"Ölene dek hep birlikte olacağız!"

cümleleri sonsuza dek satılıktır..

Ben;

Kefaleti ağır bir sevdanın yüreğimde ki kırıklarda asılı kalan,

-"Özledim!" sesi ile yetineceğim...

( Nursalkımı blogger)

Sence güzel nedir ?

2 Ağustos 2013 Cuma

Elveda Ey Şehr-i Ramazan ..♥

  


Elveda ey sevdanın son baharı
Elveda ey cemalin bize hazzı


Elveda ey müminlerin gururu

Elveda ey camilerin süruru


Elveda ey şehr-i bereket elveda

Elveda ey şehr-i rahmet elveda


Elveda ey doğru yolun siracı

Elveda ey gönüllerin miracı


Elveda ya Kuran ayı elveda

Elveda ya şehr-i dua elveda


Elveda ey cömertlerin aynası

Elveda ey müminlerin sevdası


Elveda ey birliğe tevhit olan

Elveda ey kalbe coşkuyla dolan


Elveda ey gönüllerin irşadı

Elveda ey zikirlerin dilşarı


Elveda ey inciyi pak elveda

Elveda ey mah-ı gufran elveda


Elveda ey rah-ı irfan elveda

Elveda ey Resulün sevdiği ay


Elveda ya af ve mağfiret ayı

Bizden selam götür ol alemlere…♥