Dert
sahibine,
Şöyle derler: "Bizden gam ve kederi gideren Allah'a hamd olsun. Gerçekten Rabbimiz çok bağışlayıcı ve şükrün karşılığını vericidir." [Fâtır:34]
Şöyle derler: "Bizden gam ve kederi gideren Allah'a hamd olsun. Gerçekten Rabbimiz çok bağışlayıcı ve şükrün karşılığını vericidir." [Fâtır:34]
Bir kimse aceb yok
mu ki bu sînemi yara,
Şerh ede ona hâlimi, sinemdeki yara!...
Şerh ede ona hâlimi, sinemdeki yara!...
...
Meğer hevâdan bir damla, sâfâdan bir denizi bulandırırmış...
"Yiğidi
aşk ağlatır, dert öldürür" derler... Fakirin derdi aşk ise ya nice söylesin...
Hali pür melalimizi ketmedip sözü sahibine emanet etmek dileriz.
Bilemiyoruz
yukarıdaki levhayı okumayı denediniz mi? Mustafa Râkım Efendi'nin (v. 1826) aşk
ettiği bir hadis-i şerif metnidir.
ألا أعلمك يا أبا أيوب كلمة من كنز الجنة، أكثر من قول لا حول ولا قوة إلا بالله
Râvisi
şehr-i asitane'nin manevi sultanı Ebu Eyyûb Halid bin Zeyd hazretleri... Bakın
ne buyuruyor: "Hz. Peygamber(sav) bana şöyle tavsiye etti: “La havle ve la
kuvvete illa billah” sözünü çokça söyle! Çünkü o, cennetin hazinelerinden bir
hazinedir."
ve
ekledi: "Cenâb-ı Hak bir kimseye ni'met ihsan eder de o kimse de ni'metin
bekâsını dilerse, (Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi) zikrine çokça devam
etsin"
"La havle"nin
şerhini bilirsen, gücünün yetmediği şey, aydınlanır sana, daimî diri olan
Allah'ın yardımıyla, onunla savaşabilirsin. Bu söz, sana aydınlanırsa, onun
eteğinden başka birşeye sarılmazsın, ondan başkasına güvenmezsin, gücü, kuvveti
bırakır, ağlayıp sızlarsın; gururdan, cebbarlıktan vazgeçersin. Gece gündüz,
Allâh'a kulluk edersin; boyuna yalvarıp yakarmaktan, yanıp yakılmaktan başka bir
çâre aramazsın; kulluktan başka birşeyin ardından koşmazsın, varlığı, benliği
ancak kulluk defeder; varlığın, benliğin kafasına yüzlerce muşta vurur da senden
uzaklaştırır. Onu çarpınıp çırpınmak değil, kulluk defeder; sakınıp çekinme
yayını ger de oka tut onu... Nefsin dilediğini yapma; ibâdeti çoğalt, benlik,
onunla eksilir. Çünkü zıt, zıddıyla yok olur; kışın âfeti, temmuz değil
midir? [Hz.Pir
Mevlana]
Bir
hazine değerindeki bu cümle yeis ve ucub gibi manevî hastalıkların da ilacı...
Şöyle ki: olup biten hâdiselerin ve şeytan gibi aldatıcı varlıkların serbest ve
sahipsiz olduğunu zanneden veya ülfetten dolayı hâdiselerin gerçek failini
göremeyen insanın ümidi kırılır, bazen hayatını zehir eder. Diğer taraftan,
yapılan bazı hayr û hasenata vesile veya aracı olduğunu gören insan, bunları
kendi güç ve kuvvetiyle yaptığını zanneder, hakikî failin kendisi olduğunu
düşünür. Oysa mahiyeti itibarıyla unutkan, aceleci, bencil, korkak, muhtaç olan
insan daha çok kusurlu, hatalı ve noksan işler yapar. Öyleyse insanın kendini
beğenip övünme hakkı yoktur. İşbu cümle der ki:
"Ey
insan, isyan, belâ ve musibetlere maruz kaldığında ümitsiz olma, Allah’tan güç
ve kuvvet iste. Diğer taraftan mehâsin ve kemâlata karşı malikiyet davasından da
vazgeç!"
Bu
günden tezi yok gönlünde tesbih, yüzler ile cennetin hazinesini vird edinene
selam olsun, kendisine aşk û muhabbet kapıları feth û küşâd olunsun ya
huu ♥
Mevlam
ateş-i aşkınızı ziyâde eylesin
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun da
huzur bulasınız efendim
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun da
huzur bulasınız efendim