Cenab-ı Peygamber Efendimizin (aleyhisselam) sohbetlerini;
başka dinden olanlar, müşrik ve hatta dinsizler de gelip dinlerlerdi. Bazen soru sorup, iki cihan serverinden cevap alırlardı.
Yine böyle bir sohbette, eshab-ı kiramdan birisi, izin isteyip; kendisine devamlı şekilde arız olan vesveseden şikayet ederek bunun sebebini ve bu halden nasıl kurtulabileceğini sordu.
Sohbette bulunan bir Yahudi; “Bu sualin cevabını ben verebilir miyim?” dedi. Herkes merak içinde Yahudiye döndü. Yahudi; “Bizim dinimizde hiç vesvese yoktur! Gel, bizim dinimize gir ve bu dertten kurtul!” dedi.
Peygamberimiz (aleyhisselam) tebessüm buyurarak, Hz. Ali’ye seslendi ve; “Ya Ali, kalk ve bu suali sen cevapla” buyurdu.
Hz. Ali (r.a.) ayağa kalkarak şöyle dedi: “Hırsız boş eve girmez! (Yani, bu Yahudi henüz imanla şereflenmedi ki, şeytan onunla uğraşsın ve ona vesvese versin!)
başka dinden olanlar, müşrik ve hatta dinsizler de gelip dinlerlerdi. Bazen soru sorup, iki cihan serverinden cevap alırlardı.
Yine böyle bir sohbette, eshab-ı kiramdan birisi, izin isteyip; kendisine devamlı şekilde arız olan vesveseden şikayet ederek bunun sebebini ve bu halden nasıl kurtulabileceğini sordu.
Sohbette bulunan bir Yahudi; “Bu sualin cevabını ben verebilir miyim?” dedi. Herkes merak içinde Yahudiye döndü. Yahudi; “Bizim dinimizde hiç vesvese yoktur! Gel, bizim dinimize gir ve bu dertten kurtul!” dedi.
Peygamberimiz (aleyhisselam) tebessüm buyurarak, Hz. Ali’ye seslendi ve; “Ya Ali, kalk ve bu suali sen cevapla” buyurdu.
Hz. Ali (r.a.) ayağa kalkarak şöyle dedi: “Hırsız boş eve girmez! (Yani, bu Yahudi henüz imanla şereflenmedi ki, şeytan onunla uğraşsın ve ona vesvese versin!)
0 yorum:
Yorum Gönder