Receb ayında oruç tutmak faziletlidir. Hadis-i şeriflerde
buyuruluyor ki:
(Receb ayında Allah"a çok istiğfar edin; çünkü Allahü teâlâ
Receb ayının her vaktinde Cehennemden azat ettiği kulları vardır.
Ayrıca Cennette öyle köşkleri vardır ki, ancak Receb ayında
oruç tutanlar girer.)
(Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir
gün de sonunda oruç tutana, Recebin hepsini tutmuş
gibi sevap verilir.)
(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib gecesi,
Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan bayramı ve
Kurban bayramı gecesi.)
(Receb büyük bir aydır. Allahü teâlâ bu ayda hasenatı kat kat eder.
Receb ayında bir gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba
kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün
oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allahü
teâlâ istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, "Geçmiş
günahların affoldu” der. Receb ayında Allahü teâlâ Nuh
aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi.
Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti.)
(Receb'in ilk Cuma gecesini [Regaib gecesini] ihya edene,
kabir azabı yapılmaz. Duaları kabul edilir. Yalnız, yedi kimsenin
duası kabul olmaz: Faizci, Müslümanları aşağı gören,
ana babasına eziyet eden, Müslüman olan ve dinin emirlerine
uyan kocasını dinlemeyen kadın, çalgıcı, livata ve zina eden,
beş vakit namazı kılmayan.)
Hazret-i Hüseyin (radıyallahü anh) anlatır:
"Kâbe"yi tavaf ederken yanık sesle Allahü teâlâya dua eden
bir kimsenin sesini işittik. Babam bunu çağırmamı emretti.
Güzel yüzlü temiz bir kimseydi. Ancak sağ tarafı felç olmuş,
kurumuş, hareketsiz idi. Ona dedim ki:
- Sen kimsin, vaziyetin ne böyle?
- Menâzil bin Lâhık... Ben çalgı çalmakla, şarkı
söylemekle şöhret salmış, Arabistan'ın artisti denilen
ünlü bir kimseydim. Hep nefsin arzuları peşinde koştum.
Recep ve Şaban aylarında bile bu günahlara devam ederdim.
Salih babam, beni bu günahlardan kurtarmaya çalıştı. Bana,
(Allahü teâlânın azabı şiddetlidir, bir anda kahredebilir.
Kötü arkadaşlardan vazgeç, bu kötü işleri bırak! Melekler ve
bu aylar senden şikayet ediyorlar) dedi. Nasihate hiç
tahammülüm yoktu. Babamın üzerine yürüyüp, döverek
susturdum. Üzüntülü ve kırık kalble, (Bu aylarda oruç tutar,
geceleri ibadet ederim. Beytullaha gidip şerrinden korunmak
için Allahü teâlâdan yardım dilerim) dedi.
Bir hafta oruç tutup Kâbe"ye giderek, (Ey Rabbim,
mazlumların âhını yerde bırakmazsın. Bu ayda, bu mübarek
yerlerde yapılan duaları reddetmezsin. Hakkımı
oğlumdan al, onu felç et) diye dua etti. Henüz duası bitmeden
sağ tarafım felç oldu. Bunu görenler, (Baba
bedduasına uğramış kişi) derler.
- Baban bu haline ne dedi?
- Babamdan af ve özür diledim. Onun da babalık
şefkati galip gelerek beni bağışladı. Beddua ettiği yerde,
bu sefer şifa bulmam için hayır dua etmek üzere
deve ile Beytullaha gelirken, devenin ürkmesi ile babam
düşüp öldü. Şimdi çaresizim.
Babam Hazret-i Ali, bu gence dua etti. Recebde yaptığı
bu dua bereketiyle Allahü teâlâ ona şifa ihsan eyledi.”
-Bu Gece'de Neler yapılmalı -
Kelime olarak regâib, “çokça rağbet edilen, nefis,
kıymetli, değerli, ihsan” mânâlarına gelen Ragibe
kelimesinin çoğuludur. Buna göre Regaip Gecesi denilince:
“Çok lütuf ve ihsanla dolu, kıymeti ve değeri büyük, çok
iyi değerlendirilmesi gereken gece” mânâsı anlaşılır.
Bu gece Allah lütuflarını sağanak sağanak yağdırır.
Bu geceyi ibadetle ihya etmenin sevabı pek çoktur.
Diğer zamanlarda okunan her Kur'ân harfi için on sevap
verilirse, Recep ayında yüzleri geçmekte, Regâib kandilinde
ise daha da artmaktadır. Kaza ve nafile namazların
sevabı ise diğer gecelere oranla kat kat fazladır.
Regâib kandilinde yapılacak ibadetlerden birisi de duadır.
Peygamberimiz (sas), bir hadîslerinde bu gecede
yapılacak duaların Allah katından geri
çevrilmeyeceğini bildirmişlerdir.
Bütün kandil gecelerinde yapılabilecek ve yapılması
gereken önemli bir takım afv ü mağfirete nail olma,
ecr ü sevap kazanma, manevî terakki kaydetme,
bela ve musibetlerden kurtulma ve rıza–i İlâhiye
ulaşma vesileleri vardır ki, bunlardan bazılarını
maddeler hâlinde kısaca ve toplu olarak yeniden
hatırlamakta yarar var:
1. Kur'ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli;
uygun mekânlarda Kur'ân ziyafetleri verilmeli;
Kelamullah'a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları
yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.
2. Peygamber Efendimiz (sas)'e salât ü selâmlar getirilmeli;
O'nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
3. Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait
nakledilen namazlar, onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi,
özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.
4. Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim,
nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir” gibi
konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin
düşüncelere girmeli.
5. Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve
şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli.
6. Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli;
idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve
inabede bulunulmalı.
7. Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı.
8. Mü'minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız
cihetinden rızaları alınmalı.
9. Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı;
kederli yüzler güldürülmeli.
10. Kişi kendine ve diğer Mü'min kardeşlerine hattâ
isim zikrederek dualar etmeli.
11. Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı;
vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.
12. Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat,
yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet,
hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
13. O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların
yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.
14. Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli;
va'z ü nasihat dinlenmeli;
15. Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları
cemaatle ve camilerde kılınmalı.
16. Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli;
hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde
vesilelikleriyle Hakk'a niyazda bulunulmalı.
17. Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin
kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait
sadakati yerine getirilmeli.
18. Hayattaki manevî büyüklerimizin, anne ve babamızın,
dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri
bizzat giderek veya telefon, faks yahut e–mail
çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.
0 yorum:
Yorum Gönder