Pages

Subscribe:

CEVŞEN DUASI

B

27 Ekim 2016 Perşembe

Ben geldim...

 
[NevNiyâz ve Dedesi]
- Ben geldim
- Demek hem sen varsın, hem de gelmeye gücün var öyle mi! Ey sen! varını yoğunu ihtiyaç sahiplerine ver de öyle gel güç yetirebilirsen!  ...
- Demek gene gönderdiler, buyur hele ne istersin?
- Bize "tevekkül"ün hakîkatini öğretmenizi isteriz.
- Önce, kara günler için bir kenara koyduğun son güvencenden de kurtul gene gel! ...
- Madem bir daha gönderdiler, dinle o vakit:
Artık varlığından ayırdığın parçaya değil varlığın mutlak sahibine güvenmeyi öğrenmek vaktidir.

Vereceğine şüphen olmaksızın, vermeyeceğiyle alâkan olmaksızın, Allah'ın elinde olanın sana, senin elinde olandan daha güvenilir ve kesin gelmesine tevekkül denir. ...
- Annesinin yanındaki, bütün işlerinde sadece ona başvuran çocuk misâli... ...
- Haydi uğurlar olsun... Biz ilminden bahsettik, sahibin de halini giydiriversin artık...

26 Ekim 2016 Çarşamba

Mevlâm koma beni bana; Al gönlümü senden yana...

Saldım gönlümü gökyüzüne ....

Olduğum gibi kim görebilir beni?



Olduğum gibi kim görebilir beni?
Ne rengim var benim, ne nişanım.
Benim de bildiğim sırlar var diyeceksin ama,
Hem o sırlarım ben, hem de o sırları saklayanım.
Bu gönül ne vakit durulacak bilmem.
Ama şu anda hiç kımıldamadan duran da benim,
Yürüyüp giden de ben.
Ben bir denizim, kendi varlığı içinde taşan.
Uçsuz bucaksız, alabildiğine geniş, kıyısız, hür bir deniz.
İki dünya da yok oldu gitti bende.
Artık ne bu dünyadan sorsunlar beni, ne o dünyadan.
Sen bizim aynımızsın dedim ey can!
Amma yaptın dedi, o da ne demek.
Şu gördüklerin hep benim.
Yoksa dedim sen O musun?
“Hey, kendine gel! Sus!” dedi.
“Benim ne olduğum dile gelmez..”
Öyleyse dedim sana işte dilsiz, dudaksız konuşan biri.
Yoklukta ayaksız yürümedeyim, gökteki ay gibi.
İşte sana elsiz ayaksız durmadan koşan biri.
“Böyle koşup durmak,” dedi bir ses, “senin nene gerek?”
Bak bana, apaçık ortadayım da gene gizliyim.
Sen beni gör asıl beni!
Eşi bulunmaz bir gizli maden olmuşum.
Eşi bulunmaz bir deniz olmuşum ben.
Tebrizli Şems’i gördüm göreli…

Mevlana Celaleddin Rumi

Söz vadisinin uçurumlarına dikkat et ...



Söz vadisinin uçurumlarına dikkat et ......Allah dostlarının Tokat'ının Sedâsı yoktur 'Devâsı yoktur 'Davası yoktur'........

Lale Devri... Kutb-u Alem'in Mektupları .. Secrets of Sufism


Buluşalım diyorsun!Halâ adres arıyorsun! Sende yokum!bende yoksun! Yıldızla yol bulunur ama benim yıldızım senin kubbende değil.! Mahzeni Aşk



Buluşalım diyorsun!Halâ adres arıyorsun!
Sende yokum!bende yoksun! 
Yıldızla yol bulunur ama benim yıldızım senin kubbende değil.! 

Mahzeni Aşk

Aklın Şaşar demedim.!!





esrarı aşk ile ilgili görsel sonucu


-Dün gece sohbetinde devamlı müzik ve müzik aletleriyle misal vermen delilerin çok dikkatini çekmiş.Senin için müzikle ilgileniyor galiba bir şey çalarmı dediler.
Bende: kanunsuz kanun çalar gönülden dedim.
Güzel çalıyormu: ustası kim dediler.
Ustadan bildiği gibi çalsa iyi !! bulduğu gibi çalıyor dedim.
İçlerinden bir deli şiirime beste yaparmı dedi.? Aklın Şaşar demedim.!!
Kutb-u Alem- Kırklar Meclisi- Müşarünileyh'in Hatıraları

Hırsız boş eve girmez!

 

Cenab-ı Peygamber Efendimizin (aleyhisselam) sohbetlerini;
başka dinden olanlar, müşrik ve hatta dinsizler de gelip dinlerlerdi. Bazen soru sorup, iki cihan serverinden cevap alırlardı.

Yine böyle bir sohbette, eshab-ı kiramdan birisi, izin isteyip; kendisine devamlı şekilde arız olan vesveseden şikayet ederek bunun sebebini ve bu halden nasıl kurtulabileceğini sordu.

Sohbette bulunan bir Yahudi; “Bu sualin cevabını ben verebilir miyim?” dedi. Herkes merak içinde Yahudiye döndü. Yahudi; “Bizim dinimizde hiç vesvese yoktur! Gel, bizim dinimize gir ve bu dertten kurtul!” dedi.
Peygamberimiz (aleyhisselam) tebessüm buyurarak, Hz. Ali’ye seslendi ve; “Ya Ali, kalk ve bu suali sen cevapla” buyurdu.
Hz. Ali (r.a.) ayağa kalkarak şöyle dedi: “Hırsız boş eve girmez! (Yani, bu Yahudi henüz imanla şereflenmedi ki, şeytan onunla uğraşsın ve ona vesvese versin!)




24 Ekim 2016 Pazartesi

Bazen gitmek istersin ...




bazen gitmek istersin ya ile ilgili görsel sonucu
Gitmek istersin bazen 
uzak şehirlere kimsesiz yerlere 
sessiz çığlıklar atmak istersin kimsesizlikle 
kaderine küsersin çaresizlikle 

bazen gitmek istersin 
elindeki hiçbirseyle 
olmayan olmayacak hayallerinle 
gelmeyenleri bekleyişinle 
gidenlerin türküsüyle 

bazen gitmek istersin 
anlatamadıklarının dinlenmeyissizliğiyle 
duyduklarının hayretiyle 
dünyaya dünya kadar olan nefretinle 

bazen gitmek istersin 
elveda demek istercesine 
gitmek istemeden gidercesine 
kalanların birgün gideceğini bilmezcesine 
dünya dönüyor sende dönersin sıra bende dercesine 

bazen gitmek istersin 
kalacağımı hissetsin herkes kendince 
bu bensizligin bensiz vedası 
sessizce gidişimin sedası 
benim dünyam bende 
gerisini istemem kalsın sizlerin dünyası.
 
Hüseyin Ural Bademağaçlı

20 Ekim 2016 Perşembe

Babaannem derdi ki:



Babaannem derdi ki:
“Dalgalı bir denizde 
büyük dalgaların şamarını yemek istemiyorsan
(nefesine kuvvet)
ya dalganın altına dalacaksın 
ya dalgaları arkana alacaksın...

"Yok ben sığlarda idare ederim" diyorsan;
kusura bakma…
İstesen de istemesen de 
küçük dalgaların şımarıklığı ile boğuşacaksın.

Eeee, yasam da böyle değil mi?
Olur ya !
Her zaman dingin bir deniz bulamayacaksın...”MERAL DEMİR
Foto:?

S/ÖĞÜT -Babaannem Derdi ki (1) isimli kitabından

Babaannem derdi ki:




Babaannem derdi ki:
"İnsanın özü dilde değil, haldedir...
Asıl mayın yanında yörendeki mihvaldedir...
Dilin şaşaası gözü boyuyorsa 
hal kefendedir...

Gözünün önüyle değil, ardıyla bak kızım...
Önü görür, ardı anlar...
Biri açık, birisi kilitliyse
sıkıntılar hem canda, 
hem bedendedir...
Halsizin hali, halsizliğindir..."MERAL DEMİR

S/ÖĞÜT 4-Babaannem Derdi ki isimli kitabından

Ne diyorduk; “İçi dışından yorgun olanlara değmeyin…”

Hangi insanın derinine biraz eğilseniz, ortak bir dert karşılıyor sizi: anlaşılma isteği. ________________ Bejan Matur



Hangi insanın derinine biraz eğilseniz,
ortak bir dert karşılıyor sizi: anlaşılma isteği.
________________ Bejan Matur

Memleket isterim...




Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
Cahit Sıtkı TARANCI

17 Ekim 2016 Pazartesi

SENİN YERİN NERESİ..

İnsanda zâhir olduğum gibi hiç bir şeyde zâhir olmadım. [ALLÂH]
Ben insanın sırrıyım, insan benim sırrım. [HABÎBULLÂH]
ondan
İnsan, gönül sahibi olduğu için Allah’ın en sevgili mahlûku olmuştur…
Kâinat bu sırrın açığa çıkması için yaratıldı. Allah da insan gönlünde, insan sesi şeklinde kelâmı ile tecelli etti.
O halde bu beden de mukaddeslerin mukaddesi ilâhi bir lem’a var… Vücud, beden işte bu nûr’un muhafazasıdır. Vücudunu temiz tut o halde!
İçini demiyorum. Allah, insanın ruhu ile meşguldür. Cesedi ile değil. Ruh, cesedde muvakkat durduğu için cesede temizlik emrolunmuştur.
Benim iltifât edeceğim, ancak emrimden olan Ruh durur. [17:85]
Şimdi O’nun bulunduğu yeri temiz tut!
İbâdet, insanı bulunduğu halden başka bir hale sokmaz, değiştirmez; var olan bir Nûr’u ortaya çıkarır.
Sen dere içinde birikmiş pisliği temizle suyun tertemiz aktığını göreceksin. [RÛMÎ]
Sen içini süsle, sendeki gizli kokular elbet dışına sızar. Sana senden yakın olan, yalan, haset, gıybet, şehvet perdelerinin altında gizlidir. Kendi güneşini perdeleyen bulut sensin. Bu perdeleri yırt. Bu huyları kaldır kendinden…
Vücûd bir mâbeddir. İçinde sana senden yakın olan var. Nûr-u Resûlullâh var. Bunların arasında bir de sen varsın güyâ! Ne makamda olduğunun farkında mısın? Kıymetini bil. Kendini temiz tut!
Gönül, Allah’ın bir ucunu tuttuğu merdivendir, tarife gelsin diye uzak söyledik gerçi…
İnsan bir mekândır, hiç aklından çıkarma. İnsan dünya mekânındadır amma aslı “Lâ mekân” illerin.de.n.dir.
Ayna yalnız sûreti gösterir. Gönlün sırrını göstermez. Kâmil insanın yüzüne bak, O Allah âyinesidir kadrini dilber bilir. “Mü’min mü’minin aynasıdır” buyurmuş aynayı tutan Sultân amma hangi mü’min? İşte söylediğim Mü’min O…
Hasta bir doğana benziyorum; hastalıktan yeryüzünde kalmışım; ne yerdekilerle aynı cinstenim, ne de uçmama imkan var. [RÛMÎ]
Olduğum gibi kim görebilir beni?
Ancak O sultânın mârifeti ile arınan kişi fıtratına erişir, aslını bulur, garip kaldığı bu ilden bu fenâ yurdundan kurtulur!
Tahterevalliye tek başına binen aşağıda durmayı hak eder.
Sevgili Dost! Gel ve YÜKSEL!

12 Ekim 2016 Çarşamba

Allahım sen ne güzelsin..♥



<a href="http://s1.directupload.net/images/121015/fewki7aq.swf" target="_blank" class="new_win">http://s1.directupload.net/images/121015/fewki7aq.swf</a>

Allahım sen ne güzelsin, güzel olanı seversin.
Bizleri de güzel eyle..
sevdiklerimizle birlikte
 bizleri cennetine girip
 cemalini seyradenlerden eyle .
amin amin amin...




Uğur Işılak ey sevgili...



<a href="http://s7.directupload.net/images/120725/v4prqns7.swf" target="_blank" class="new_win">http://s7.directupload.net/images/120725/v4prqns7.swf</a>

Yaralı kuşlarda uçar sonunda..


<a href="http://s14.directupload.net/images/140826/oate6im4.swf" target="_blank" class="new_win">http://s14.directupload.net/images/140826/oate6im4.swf</a>



HAYAT,
Birkaç yara açacaktır kanatlarına

              KIRILIP,
              Kanayacaktır mutlaka...
                   
                     Ama unutma!
                      YARALI kuşlarda uçar sonunda...

                                          Yeter ki  sen
                                          HAYATA küsüp,
                                          Kanatlarını KOPARMA..!







Ey yolcu..!

<a href="http://s7.directupload.net/images/110413/8qedl6dc.swf" target="_blank" class="new_win">http://s7.directupload.net/images/110413/8qedl6dc.swf</a>


Bir yarim var gül renginde

Bir yarim var gül renginde



Bir yarim var gül renginde

Mustafa Ceceli

<a href="http://www.dervisler.net/Themes/bir_yarim_var.swf" target="_blank" class="new_win">http://www.dervisler.net/Themes/bir_yarim_var.swf</a>







   




11 Ekim 2016 Salı

Yâ Hasan el-medet Yâ Hüseyin el-ihsân

kerbela_umutrehberi.jpg 

Nîmetleriyle sizi beslediği için Allah’ı sevin.
Beni de Allah sizi sevsin diye sevin.
Ehl-i Beytimi de beni sevdiğiniz için sevin…
Sâkiyâ bir cür’a sun ehl-i safânın aşkına
Sâki-i Kevser Aliyyü’l-Murtazâ’nın aşkına 

Lâle öz başını yarmışdur Hüseynîler gibi
Kana boyanmış Şehîd-i Kerbelâ’nın aşkına
🔥
Yâ Hasan el-medet Yâ Hüseyin el-ihsân
🔥
Hüseyin(r.a) toprağa düştüğünden beri bir yanımız Fırat gibi küskün, bir yanımız çöl kadar suskun… Yüreğimiz iki kanatlı şimdi bir yanımız hicret, bir yanımız şehâdet…

“Allah-u Teala cenneti, benim Ehl-i Beytime zulum ve ihanet edenlere, sövenlere,onlarla savaşanlara ve itretimi inciterek bana eziyette bulunanlara haram kılmıştır.”HADİSİ ŞERİF

2

 Kâfir-i nefsin elinden gel oda gir ey gönül 
Ger şehîd olmak dilersen çün Hüseyn-i Kerbelâ
🔥
Bunca asır geldi geçti, hiç ağarmadı Kerbelâ’ya vurulan o insanlık karası… Kanasın hiç değilse şu rahata alışmış tenimizde bir Hüseyin yarası…

Ok atmak Kurretül-ayn’e değil mi aslını imhâ
Sebepsiz mi bu gün hâlâ hakiki müslümân ağlar

Bir günün feryâd ü figânını, bir yılın sükûtunda sabır ateşiyle demleyen canlar var.
Ateş daha ne yapsın bana yanmadığım, âh etmediğim gün mü var!
Bir âh sesinde saklıdır âlem, görülmez bu yüzden işitilir;

Âteş-i aşk ile âh eyle sen dem be dem,
Her Hüseynî meşrebe Kerbelâ’dır bu âlem

4 Ekim 2016 Salı

Birlikte birleş..


Aşka bak, âşıklara karışmış, birleşmiş; cana bak, toprak yurtla bir olmuş. Niceye bir şunu-bunu, iyiyi-kötüyü göreceksin? Bir(e) de bak da gör, bununla o, nasıl da karışmış, birleşmiş gitmiş. Ne vakte dek bu dünya, o dünya deyip duracaksın? O dünyaya bak, bu dünyayla karışmış gitmiş. Gönül bir padişaha benzer, dilse tercümanıdır onun; fakat padişaha bak ki tercümanla bir olmuş.

Karışın, katılın birbirinize çünkü şu yeryüzüyle gökyüzü de bizim için karışmış, birleşmiş. Suya, ateşe bak; toprağa, yele dikkat et; birbirine düşman bunlar fakat dostlar gibi birbirleriyle birleşmişler gitmiş. Kurtla kuzu, arslanla ceylan, dört zıt fakat kahramanın heybetinden birbirlerine katılmışlar. O Padişaha bak ki lûtfuyla gül bahçesinde dikenle gül birleşmiş. Seyret, öylesine bir bulut ki feyziyle bunca olgu suyu birleştirmiş, birbirine katmış. Eserde tecelliyi seyret birleşmeyi, birleştirmeyi bil artık; ilkbaharla güz de birbirine katılmış, bir olmuş gitmiş. Birbirine aykırı, birbirine zıt amma okla yay gibi birleşmişler gitmişler...

Hiç kimse yoktur ki bir olma ümidiyle, aşk bahçesinde iki üç adım atmasın ki o bahçıvandan ona yüzlerce selam gelmesin

Artık sus bir ümitle…Bir olanla bir oldun mu ağzını kapat da ağzı yaratan anlatsın bunu; öylesine bir anlatsın ki senin diline gelemez, öyle diyemezsin sen...


Kanaat...



Arkadaş! Senin bal diye bayıldığın arının iğnesine değmez. Kendi pekmezine kanaat etmen daha hayırlıdır. Kanaat, alışkın olunan şeylerin yokluğunu sükûnetle karşılamaktır. Sen kısmetine râzı ol ki O da kulluğundan râzı olsun!

Dünya bir seraptır amma sana su gibi görünür. Hiç kimse dünyadan emeline nâil olamaz. Bilakis ondan uzaklaşır. Bir serâbı görüp de ona doğru koşup giden adam, suya ulaşabilir mi? "Kanaat tükenmez bir hazinedir" buyurdu ya Alemlerin Sultânı... Durduğu yerde kalırsa belki suya daha yakın olur. Bu adam suya erişmese de hiç olmazsa suya erişeceğim diye yorulmaz, erişemeyince ümidi kırılmaz ve daha ziyade susamaz.

Bizim işimiz ancak bir andadır ve bir göz açıp kapama içindedir. [54:50]



Bizim işimiz ancak bir andadır ve bir göz açıp kapama içindedir. [54:50]

Kölenin varlığı mı olur ancak sahibinin varlığı...
Bulan özünü, gören yüzünü, yum gözünü! 
Bir göz açıp kapayıncaya dek vuslatdayız;
Hayret bak dua olduk işte...


Bitmeyen emelleri terk ile ömr-i aziziniz aslını bulsun efendim. :)

 

Bağlıdır dâmen-i haşre rişte-i tûl-i emel,

Hây u hûy-i ehl-i dünya bitmeden dünyâ biter

Nefsi rahat bırakırsanız hep menfaatini ister, menfaatler çatıştığında kin ve öfkeyi besler... Sonunda

 ağlamayasınız diye servet, şöhret ve şehvetten uzak durmanızı vasiyet ederiz.