Pages

Subscribe:

CEVŞEN DUASI

B

5 Ocak 2018 Cuma

İşte şuramda bir sancı var Bul bulabilirsen...





İşte şuramda bir sancı var Bul bulabilirsen Mağripte sen maşrukta ben Gel gelebilirsen Salını da salını da düştün içime Hadi çıkar çıkarabilirsen Döndüm yedi kere kendi üzerime Sekizi de dön dönebilirsen Bu mevsimde çok güzel olursun Düşlerimin içinde Ben kendi sokağımda kayboldum Mavilerin içinde Salını da salını da düştün içime Hadi çıkar çıkarabilirsen Döndüm yedi kere kendi üzerime Sekizi de dön dönebilirsen

Yağmurun sesine bak...

O, her ân ayrı bir tecelli, yeni bir iş, oluştadır. [Rahmân:29]
Bu dem yüzüm süreduram, her dem ayım yeni doğar 
Her dem bayram olur bana, yazım kışım yenibahar
Sözüm ay gün için değil, sevenlere bir söz yeter
Sevdiğim söylemez isem, sevmek derdi beni boğar 
yeniay_umutrehberi.png
Bir köşesine ince bir hilâlin teressüm ettiği semâya daldık ve sustuk.
Ay’ı gördüm Allah
Âmentü billâh 
Yeni ay mübarek olsun 
Elhâmdülilâh
Hayırlı aylar olsun 
Yâ Resûlallâh
Köyümüzdeki yatır’a bakan yüksekçe bir tepede, her ayın ilk gecesinde rahmetli dedemden hatırımdan kalan bir ninni, bir tekerleme sandığım, meğer yeni ay duasıymış…
Bizim Anadolu İrfânı her ay, yeni ay yüzünden bezm-i elest’teki âhını, amentüsünü yeniliyormuş da haberimiz yokmuş.
Bu niyâzın hemen ardından içimizden bir dilek tutar ve kabulü için en yakınımızdaki sevdiğimizin yüzüne bakarız gülerek… kerâmet olmasa da bizde âdet böyledir.
Kerâmet bulasın ilinde her ân
Kerâmet “külle yevmin hüve fî şe’n”
Dilersen sen kerâmetin imânın
Rasûl’un şer’ine uy tut kelâmın
Ser-levhâya astığımız ayet-i kerime’ye göre her dem yeni tecelliler, Allah’ın şânından, peki O’nun Habîb-i Kibriyâsın özünden “yeni” nasıl görünüyor acaba?
Her kamerî ayın ilk gecesi, mübarek başını yeni aya doğru çevirip, cemâl cemâle nazardan sonra üç kere “Seni halk eden Allah’a iman ettim” buyuruyor ve akabinde uzun uzun dua ediyor Risâletpenâh hazretleri:
Ey hilâl, seni yaratan ve güzelleştiren Allah’a iman ettim. Ne yücedir o Allah ki, yaratanların en güzelidir. Hamd olsun o Allah’a ki, o ayı götürüp bu ayı getirdi. Allahım bu hilâli mübârek, hayr ve rüşd ayı kıl. Allahım bu ayın hayrını, nûrunu, bereketini, hidâyetini, temizliğini isteriz, onu bizim için emniyet, îman, selâmet, İslâm, sekînet, âfiyet, güzel rızık ve bir de Senin sevip razı olduğun şeylere muvaffakiyet vesîlesi kılmanı dileriz. Bizim de, senin de ey hilâl, Rabbimiz Allah’tır: Rabbî ve Rabbukellâh R. Ehâdis [541:16-534:1-2-3]
Göz bakmaya doyamaz, ay ve ay yüzlü; mütekâbil aynalar misâli…
Adet ve ibâdetleri ayıran taze bir duyuş, yeni bir niyet
Her ayın başında, hilal yüzünden tazelenen bir niyet
ve sonra çocukluktan, tâze gençliğe doğru yürürken Erkin Baba tuttu elimizden:
Yağmurun sesine bak, aşka dâvet ediyooor…
Bu aşka davet, “aşk ocağında cân olasın” niyazıyla ikmâl olduysa, yağmurun hatrı büyüktür bizim hikâyemizde…
Yağmur’la gelen ancak O’nun Selâm isminin tenezzülü, Rahman’ın nefesinin yeryüzünde âlemlere rahmet sûretiyle teneffüsü…
ilk_yagmur_umutrehberi.jpg
Buyrun beraber dinleyelim alemlere rahmet olanın yağmurla muamelesini:
Yağmur taleb ettiğinde, ilk damlalarda, izârı (alt kıyâfeti) hariç, diğer elbiselerini tamamen çıkarırlar, mübarek başlarını göğe doğru çevirip dua ederlerdi. Sahabiler şaşırıp neden böyle yaptığını sorduklarında da “Yağmur, şu ilk damlalarla, Rabbi katından yeni geliyor, tâze tecellîdir. O’na yakın idi…” buyurmuşlardır.
Yeni doğan da aynı yerden gelmiyor mu o damlayla?
İkinci yaşında beyin korteksi oluşana, bıngıldağı kapana dek, bebeklerden aldığımız koku da cennet kokusu değil mi, ahdi tâze değil mi geldiği makamla? İnsanlar, küçük bebekleri daha çok sever, kendilerine daha yakın hisseder. Onu okşayarak, kokusunu içine çekerek huzur bulurlar. Çünkü bebek O’na, aslımıza bizden daha yakın; âlem-i fenâdan bizden daha sonra zuhûr etti.
Arz, yağmura doyamaz, yağmur rahmet olur duasıyla…
… ve bâzı insanlar yağmuru hisseder, diğerleri sadece ıslanırlar, yağmurun dilinden en güzel bebekler anlar, meğer aynı yoldan gelip geçmiş olalar:

Video oynatıcı
00:06
02:26
Ay, yağmur, bebek hepsinde.n aynı itirâf O’ndan geldik … O’na dönüyoruz.[Bakara:146]
Peki ya Allah’ın bize bahşettiği bir cennet teklifi olarak her sabah yeni.den gelen, tâze doğan, güne ne demeli:
Adem oğlunun üzerine gelen hiçbir gün yoktur ki, o günde bir münadi şöyle seslenmesin: “Ey Adem oğlu! Ben yeni bir mahlûkum. Yarın ben senin üzerine şahidim. Bende hayır işle ki yarın lehine şehadet edeyim. Eğer ben geçersem beni artık göremeyeceksin.” Gece de bunun gibi söyler. (Lisan-ı hâl ile ihtarda bulunuyor) R. Ehâdis [363:9]
Safları biraz daha sıklaştıralım: her nefes, nefhâ-i Rahmân olmasın?
Yeniler her âh ile Ken’ân ahd-i elest’i
Âhım acaba nefhâ-yı hâbîde mi sandın
Bil ki “külle yevmin huve fî şe’n” muktezâsınca her nefes, her gün görülen, görülmeyen bir oluş, bir tecellî batından zuhûra gelmektedir… ancak gözü açıklar, işte onlar Allah’ın her Nefes’te tecelli ettiğini ve tecellide tekrar olmadığını görürler. Ve yine onlar, her tecellinin yeni bir yaratılış ortaya çıkardığını veya (bir önceki) yaratılışı ortadan kaldırdığını müşahede yoluyla görürler. İmdi, yaratılışın fenâsı tecellinin ortadan kalkması iken, yaratılışın bekâsı da, bir sonraki tecellinin yaratılışı ortaya çıkarmasıdır. Öyleyse, anla! şu kevni fesâd âleminde her dem yeniden yıkılıp yeniden yapılırız; anahtarı Fânî dedemin nefesinde mahfuz:
Ses oynatıcı

Celâliyle zâhir olsa bu da geçer be yâ hû
Cemâliyle ayan olsa “bu da geçer” de yâ hû
Bî-karardır felek dâim döner, durmaz hiçbir an
Dursa bir an ne yer kalır, ne gök kalır be yâ hû
Gâhî zulmet, gâhi envâr bir bir ardın devreder
Gâhî lütuf, kâhi kahır o’ndan olur be yâ hû
İmtihan için oluptur dâima neş’e, azap
Sen seni bilmek içindir kahrı, lütfu be yâ hû
Fânîyâ vird-i dâim et bu sözü her zaman
Gece, gündüz hatırından çıkmasın be yâ hû
Celâliyle zâhir olsa bu da geçer be yâ hû
Cemâliyle ayan olsa “bu da geçer” de yâ hû

İşte böyle efendim bir varmış, bir yokmuş…
Bir varmış… daha ne olsun
Her dem yeniden doğarız bizden kim usansın
Gider ayak bir.de.n niyâzımız olsun:
Bir nefes aşksız kalmayasınız, son nefes aşksız ölmeyesiniz!
Niceler der ki Yunus’a, kocadın sen aşkı bırak
Bu aşk bize yeni geldi, henüz daha turfandadır
Allahım, geceler gündüze ve gündüzler geceye dönüştükçe, asırlar birbirini takip ettikçe, geceler ve gündüzler yenilenip durdukça, gökyüzündeki parlak yıldızlar her defasında karşılaştıkça, Efendimiz Hazreti Muhammed’e salat, selam, rahmet ve bereketler ihsan buyur. Onun ve ehl-i beytinin ruhlarına selam tahiyyat ve tazimatımızı, hayır ve bereket niyazlarımızı çok çok iblağ buyur.
Selâm size; fakat ayrılanın verdiği selâm gibi değil
Öylesine selâm ki dâimâ tazelenir durur zaman yenilendikçe
Ki ancak O’dur her şeye yeniden yeniye güzelliğinden bir sermâye verir
Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni! 
Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni!Mâdem neyin peşindeysen zamanla ona benzersin bir nefesçik ömrün bile kalsa yine , yeni, yeniden aşka düş çünkü değerin alâkalandığın şeyle ölçülür.
Zunnûn-u Mısri hazretleri’ne son nefesinde suâl edilmiş:
– Son arzunuz nedir Efendim
– Ölümümden önce, bir anlık da olsa, O’nun hakkında (yeni bir) marifettir murâdım.
Ses oynatıcı
Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım

KAYNAK  burdan alıntı