Pages

Subscribe:

CEVŞEN DUASI

B

19 Eylül 2016 Pazartesi

Bazen, susmak gerekir, duymak için!..

tumblr_mibpyz3XQd1r68loko1_500
Severek Okudum.Bana çok şey Kattı diyebilirim.Keyifle Okumanız Dileğiyle…
Bazen, susmak gerekir, duymak için!
İsraf denince, insanın aklına ekmek israfı, elektrik israfı, su israfı, gibi şeyler geliyor, fakat söz israfı kimsenin aklına gelmiyor. İsraf, saçıp savurmak, yerli yersiz harcamak, eldeki nimetin kadrini bilmez bir şekilde sarfetmek olduğuna göre, elbette konuşmak nimetinin meyvesi olan söz’ün de israfı olur.
Türkçe’de “söz” kelimesi ciddi konuşmalar, dinlenebilir özelliğe sahip kelimeler için kullanılmıştır. “Söz” yalnız bir kelimeye değil, aynızamanda bir mânâ, bir hüküm ifade eden cümleye denmiştir. “Atasözü” denildiğinde de, bu mânâ vardır. Eskiden süregelen deyimlerimizde de “söz”, ciddiyet ifade eder. Mesela, söz vermek, sözünde durmak, sözüne güvenmek, sözünün eri olmak, bu deyimlerden bir kaçıdır.
Atalarımızdan kalan satırlarda, söz şöyle ifade ediliyor:
● Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır,
● Anlayana bir söz yeter,
● Söz gümüş ise sükût altındır.
Yerli yersiz konuşan, boş şeylere dalıp gidenlerin ağzından çıkanlara “laf/lakırtı” denmiştir. Mesela, laf atmak, lafını bilmemek, lafını esirgememek. Laftan anlamaz olmak, laf lafı açmak, deyimleri, söz israfına işaret etmektedir.
● Laf ile peynir gemisi yürümez.
..sözünde’de, kuru ve boş kelam ile bir yere varılamayacağı ve bunun söz israfı olacağı vurgulanmıştır. Sözü uzatıp, dolaştırmadan en keskin şekliyle, en kestirmeden söylemesini
bilen Hak dostu, gönül eri Yunus, söz israfı hakkındaki fikrini şöyle söylemiş;
● Çok söz hayvan yüküdür!
KAF suresi’nin, 18. ayetinde’de şöyle buyrulur:
● O bir söz söylemeye dursun, mutlaka yanında hazır bir gözcü vardır.
Buradan anlaşılacağı gibi, insanın ağzından çıkan her söz, sonsuz kapasiteye sahip bir hard’diskte kayıt altına alınıyor.
tumblr_mojfgcDb6X1s8pr7vo1_1280
Hz. Peygamber’den, söz sarfına dair birçok hadis rivayet edilmiştir;
● Mümin, diğer müminlerin elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.
● İki çeneniz arası ile, iki apış arasını koruyacağınıza garanti veriniz, ben de size Cennet garantisini vereyim.
● Allah’a ve ahiret gününe inanan, komşusuna ikram etsin, misafirine ikram etsin. Ya hayır söylesin, ya da sussun.
● Lüzumsuz sözleri bırakmak, insanın İslamî güzellikleri arasında sayılır.
Anlaşılan şudur ki, kişi hayırlı, faydalı, lüzumlu olan konularda konuşmalı, boş yere gereksiz sözlerden kaçınılmalıdır. Söz israfının zararına, bazı meşhur isim yapmış kişilikler de parmak basmış, sakınılması tavsiyesinde bulunmuşlardır. İşte onlardan birkaçı:
● Söylemediğim şeylerin hiçbiri, bana zarar vermedi. (Calvin Coleridge)
● Susmak, insanı ele vermeyen sadık bir arkadaştır. (Confucius)
● Az konuşmaktan pek az, çok konuşmaktan ise sıksık pişman olunur. (Confucius)
● Bir insana söz anlatmak için, yakasını paçasını tutmanız yersizdir. Sizi dinlemek istemiyorsa, dilinizi tutun daha iyi olur. (Chesterfield)
● Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar. (Hz. Mevlana)
● Bilenler konuşmuyor, konuşanlar bilmiyor. (Lao Tzu)
● Hiçbir söz sessizliğin bilgisini taşıyamaz. (G.D.)
● İnsanlar yalnız anladıkları konularda konuşsalardı, dünyaya sessizlik hakim olurdu. (Max Lemer)
● Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar! (H.Dunant)
● İnsan ne kadar az düşünürse, o kadar çok konuşur. (Montesquieu)
● Söz kalpten çıkarsa, kalbe kadar gider, dilden çıkarsa kulağı aşamaz. (Arap Atasözü)
● Kısaca ifade edebilmek, yeteneğin kardeşidir. (Çehov)
● Konuşma sanatını bilen adam, düşündüklerinin hepsini söylemez, fakat söylediklerini düşünür de söyler. (Aristo)
● Akıllı kişilerin en büyük talihsizliği, salakların abuk subukluklarıyla başa çıkmak zorunda olmalarıdır. (Voltaire)
tumblr_mos16kTrdx1rvwplxo1_500
● Bir insan, söylediği şeylerden çok, söylemedikleriyle de insanlaşır. (Albert Camus)
● Çok dinlememiz ve az konuşmamız için, iki kulağımız, ama bir dilimiz vardır. (Diogenes)
● İnsanları ikna etmenin en iyi yollarından biri, onları dinlemektir. (Dean Rusk)
● Cahil için, susmaktan daha iyi bir şey yoktur. (Sadi)
● Konuşup da aptallığınızı ortaya koyacağınıza, konuşmayın da hiç olmazsa herkesin şüphesi kalsın. (A. Lincoln)
● Sakladığın bir sır senin esirindir. Açığa vurursan, sen onun esiri olursun. (Hz.Ali)
● Konuşmanın zamanını bilmeyen, dinlemenin de zamanını bilmez. (Syrus)
● Konuşmak ihtiyaç olabilir, ama susmak bir sanat’tır. (Goethe)
● Siz kendiniz meseleyi anlamadıkça, onu başkalarına anlatamazsınız. (Lord Byron)
● Öyle büyük boş laflar vardır ki, içinde bir millet esirdir. (S.Lec)
● İnce sözler keskin kılıca benzer Kalkanın yoksa geri dur. (Mevlana)
● Ne söyleyeyim diye başta düşünmek, niçin söyledim diye sonunda pişman olmaktan iyidir. (Sadi)
● Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır (Epiktetos)
tumblr_mowyz0jJ4b1r2zs3eo1_500
● Söz söylemeyi öğrenmek, kılıç kullanmayı öğrenmekten zordur. (Ahmed İbşihi)
● Çok konuşmak, insanın gözden düşmesi için en kısa ve en emin yoldur. (La bruyere)
● Her söylediğin doğru olmalı, fakat her doğruyu söylemen doğru değildir. (Bediuzzaman)
● Söz ola kestire başı, Söz ola kestire savaşı, Söz ola ağulu aşı, Bal ile yağ eder bir söz. (Yunus Emre)
● İki şey insanı çileden çıkarır: Söylenecek yerde susmak, susacak yerde söylemek. (Sadi)
● Esenlik ve huzur “on kısım” ise, “dokuzu” susmaktır. (Hz. Ömer)
● Gürültü ve acı sözler, haksızlığın işaretidir. (Victor Hugo)
● Gönül alıcı bir söz, kışı yaza çevirir. (Çin atasözü)
● Her bildiğini söyleme, her söylediğini bil. (Clavdius)
● Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil. (Fuzuli)
● Ya susmak, ya da suskunluktan daha kıymetli bir söz söylemek gerekir. (Pisagor)
● Bazen sessiz kalmak, kırıldığını göstermenin en iyi yoludur. (Tomris Uyar)
● Senin sessizliğini anlamayan, sözlerini de anlamaz. (Elbert Hubbard)
● Ne kadar çok söylersen, karşındaki o kadar az hatırlar. Az söyle de kazancın çok olsun. (Fenelon)
Demek sözün dinlenmeyeceği yerde, söylenmesi, kayalıklar üzerine tohum ekilmesi gibi boşa gidecek bir nasihat, diğer ifadeyle, söz israfıdır.
Bazı ukalâ insanlar ne pahasına olursa olsun diretir ya haklılığını, fikrini inadına savunur. Bazen 10 kere izah etsen de, bir sözü anlatamazsın, ne derler Arif olan anlar. Bu nedenle çene yarışına girmektense, suskunluğum asaletimdendir der Mevlana. Bu bir olgunluk gerektirir, cahil ile cahil olunmaz, terbiyeli bir insan ağız kavgasına tutuşmaz. Zaten anlayana yalnız iki kelime de yeterli gelir. Gevezeler ve haddini bilmeyenler Mevlanayı ağır konuşmak durumunda bırakmış olmalılar ki, aşağıdaki sözleri söylemek zorunda kalmış:
● “Haddinizi aşmayın ey faniler. Ben yok olmayı kabullenirken, kar taneleri mütemadiyen ayak izlerimi kapatmaktayken, güneş bile her gün batarken, sizdeki ne arsızlıktır; bir başka faninin zihninden silinmeyi dahi kabul edemiyorsunuz. Mezarlıklar, kendini vazgeçilmez sananlarla doluyken, yerin üstündeki bu şatafat da neyin nesi oluyor acep? Uğraştırmayın da dağılın hadi. Dağılın ve gidin, ama bilin ki, kör cehalet çirkefleştirir insanları! Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verecek bir cevabım var, lakin bir lafa bakarım lafmı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye.”
(Mevlana)
tumblr_muvyf6pa4E1qhxnalo1_500
Bazen uzaklaşmak gerekir, yakınlaşmak için,
Bazen, hatırlamak gerekir hatırlanmak için,
Bazen, ağlamak gerekir açılmak için,
Bazen, anmak gerekir anılmak için,
Bazen de susmak gerekir duymak için,
Eğer çok konuşmak faydalı olsaydı, iki ağzın ve bir kulağın olurdu. Onun için az konuşup, çok dinlemek daha faydalı!
Eğer susarsan, konuşman daha aydınlık olur.
Zira sükutta hem sessizliğin ışığı, hem de konuşmanın faydası gizlidir.
Sığ suları, en hafif rüzgarlar bile coşturabilir,
Derin denizleri ise ancak derin sevdalar coşturur.
Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susar.
Anladım ki susan her şey, derin ve heybetlidir.
Biraz da sessizliğim konuşsun, Harfsiz bir dil bulalım içimizde,
“Sadece ikimizin anladığı bir hüzün olsun içinde”!
Sus gönlüm, çok dile getirme. Sen dile getirdikçe, gönlün daha da coşuyor, daha meraklanıyor ve beklemek daha da zorlaşıyor.
Sus gönlüm, çok laf etme. Az söyle ki, işimiz olgunlaşsın,
az söyle ki, Hakka karşı yanlış kelam çıkmasın.
Sus gönlüm, bir elif miktarı sus. Az kaldı bahara, dayan gönlüm. Denizin içinde meydana gelen, görünmeyen dalgalar gibi yüreğini biliyorum. Beklemekten başka çare olsaydı, seni durdurmazdım, inan bana ama yok, başka çare yok. Unutma ki, ilaç bile beklemeden tesir etmez, çiçek bile vakti gelmeden önce açmaz.
Sus gönlüm, bu kışın bahara dönünceye kadar. Bu gece, gündüz oluncaya kadar. Uzak yollar, yakınlaşıncaya kadar. Bu sıkıntının ardından, ferahlık gelinceye kadar. Ve yüzümüz vuslat gözyaşlarıyla ıslanıncaya kadar sus.
Sus gönlüm, seni senden daha iyi bilen Rabbinin hükmü vuk’u buluncaya kadar. Senin nasibin sana ulaşıncaya kadar, ulaşmayanların’sa senin nasibin olmadığını anlayana kadar sus.
Sus gönlüm, onun geleceğini görünceye kadar. Acının bala dönüştüğünü farkedinceye kadar. Onun gönlünün, senin gönlüne muhabbet düğümüyle bağlandığını görünceye kadar.
Sus gönlüm, sebepler var edilinceye kadar. Bahaneler oluşuncaya, birbirimizin nasibi oluncaya kadar sus.
Sus gönlüm, bütün bu susmalarına karşılık, her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus.
Sus gönlüm. Her susuşun bir cevap olsun. Her susuşun, sabrın olsun. Her susuşun, dua’n olsun. İçten yakarışının adı olsun, susuşun. Bekleyişinin, umut edişinin, inancının, sevdiğinin vurgusu olsun, susuşun!
Tuz basıp yaralarıma, ne kadar susulacaksa, o kadar sustum. Bir çığlık kanıyor en derininde yüreğimin. Açmadım kimselere yüreğimi, Hançeri sadece kendime sapladım ve sustum!
“Susmak; kimi zaman ateşe su, kimi zaman da ateşe rüzgar olmuştur..!”
Yağmur olup toprağa karışmak, “Sessizlik en güzel sestir duyabilen için”.
(Şemsi Tebrizi!)

0 yorum: