Pages

Subscribe:

CEVŞEN DUASI

B

25 Nisan 2014 Cuma

Yumuşaklık adama bir örtüdür; akılsa keskin bir kılıç. Huylarının kötülerini yumuşaklığınla ört, nefsine uyuşunu da aklınla... [Hz. Ali(kv) El-Murtazâ]

Yumuşaklık adama bir örtüdür; akılsa keskin bir kılıç. Huylarının kötülerini yumuşaklığınla ört, nefsine uyuşunu da aklınla... [Hz. Ali(kv) El-Murtazâ]

Murtezâ: Hak Rızasını kazanmış manasına gelen bu söz Hz. Ali (kv)'nin lakaplarındandır. Risaletpenah Efendimiz Tebük muharebesine gidilirken Hz. Ali'yi Medine'de vekil bırakmış, O da "Ya Resulallah, beni kadınlarla çocuklara mı halife tayin ediyorsun?" deyince  Efendimiz, "Ya Ali! Razı değil misin ki sen bana  Mûsâ'ya göre Harun ne rütbede ise o rütbedesin.  Şu farkla ki benden sonra peygamber gelmeyecektir." buyurunca Hz Ali de bu söze pek sevinip "Razı oldum, razı oldum" buyurmuş bundan sonra kendisine "razı edilmiş"  manasına "murtazâ" denilmiştir.

Sırr-ı Haydar’dan göründü nûr-i Rabbi’l-Alemîn
Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zü’l-fikar

yaali
Olursa kal’a-ı Hayber hicâb-ı gaflet eğer
Ede şikeste anı pençesiyle Hayder-i Aşk
ÇOCUKLUĞUMUZ
Annemin bana öğrettiği ilk kelime
Allah, şahdamarımdan yakın bana benim içimde
Annem bana gülü şöyle öğretti
Gül, O'nun, o sonsuz iyilik güneşinin teriydi
Annem gizli gizli ağlardı dilinde Yunus
Ağaçlar ağlardı, gök koyulaşırdı, güneş ve ay mahpus
Babamın uzun kış geceleri hazırladığı cenklerde
Binmiş gelirdi Ali bir kırata
Ali ve at, gelip kurtarırdı bizi darağacından
Asya'da, Afrika'da, geçmişte gelecekte
Biz o atın tozuna kapanır ağlardık
Güneş kaçardı, ay düşerdi, yıldızlar büyürdü
Çocuklarla oynarken paylaşamazdık Ali rolünü
Ali güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar kahraman
Ali olmaktan bir sedef her çocukta
Babam lambanın ışığında okurdu
Kaleler kuşatırdık, bir mümin ölse ağlardık
Fetihlerde bayram yapardık
İslam bir sevinçti kaplardı içimizi
Peygamberin günümüzde küçük sahabileri biz çocuklardık
Bedir'i, Hayber'i, Mekke'yi özlerdik, sabaha kadar uyumazdık
Mekke'nin derin kuyulardan iniltisi gelirdi
Kediler mangalın altında uyurdu
Biz küllenmiş ekmekler yerdik râzı
İnanmış adamların övüncüyle
Sabırla beklerdik geceleri
Şimdi hiçbirinden eser yok
Gitti o geceler o cenk kitapları
Dağıldı kalelerin önündeki askerler
Çocukluk, güzün dökülen yapraklar gibi