Pages

Subscribe:

CEVŞEN DUASI

B

8 Mayıs 2014 Perşembe

Ey ehl-i vefâ...

Ey ehl-i vefâ,
Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygambere hep salât (rahmet ve senâ) ederler. Ey imân edenler! Siz de O'na salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin. 
[Ahzâb:56]  
Ümmideyiz ye's ile âh eylemeyiz biz
Sermaye-i imânı tebâh eylemeyiz biz
Bâbın koyup ağyâre penâh eylemeyiz biz

Bir kimseye sâyende nigâh eylemeyiz biz 

 
Kıble-i ehl-i safâ oldu Cenâb-ı Mustafâ
Kâ'be-i kûy-i vefa oldu Cenâb-ı Mustafâ
Ruhu pâk Hazret-i Sâhibu'l vefâ râ salavât
Allahumme salli ala seyyidina Muhammed
Hz. Pir Cenâb-ı Destgîr-i Münir Mevlana(ks) efendimiz, bir konuya dikkat çekmek, mânâya kuvvet katmak dilediklerinde "Vefâ'ya yemin olsun ki..." diye yemin edermiş. Vefâ, insanoğlunun "Bezm-i elest"ten getirdiği bir hissiyat. Alemlerin Rabbinin "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" suâline "Kâlu belâ" evet cevabını verip bu ahde vefa gösterenler iki cihan saadetinin sahipleridir. 
Cism-i pâk Hazret-i Sultanul enbiyâ râ salavât
Allahumme salli ala seyyidina Muhammed
Serlevha ayette zikrolunan manay-ı münîfi, ehl-ilim şöylece izah etmişlerdir: Allah'ın Peygamber'ine salât etmesi demek: "Allah, Peygamber'ine karşı çok merhametlidir. Onu över, onun işlerini bereketli kılar, ismini yüceltir ve onun üzerine rahmeti indirir. Melekler'in salât etmesi; Onlar Peygamber'i (sav) çok severler. Ona en yüce makamları vermesi, dininin yayılıp gelişmesi ve O'nu yüksek derecelere ulaştırması için Allah'a dua ederler." manasınadır.
الصَّلَاةَ (salât) lugatte Salât kelimesi alâ eki ile kullanıldığında üç anlama gelir: 1) Birisine yönelmek, bir kimseye sevgiyle yaklaşmak ve onun üzerine eğilmek 2) Bir kimseyi yüceltmek 3) Bir kimse için dua etmek…  وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا Selâm'dan maksat ise O'nun iyilik ve emniyeti içinde olun. Ona karşı çıkmaktan sakının ve samimiyetle ona boyun eğin, yolunca gidin demektir.
İsmi pâk Hazreti Ahmed ü Mahmud ü Muhammed râ salavâtAllahumme salli ala seyyidina Muhammed
Habib-i Kibriya Efendimiz bana çok salât edenleri tanırım buyurmuşlar. Buradaki salâttan maksat nedir? Salâttan maksat Resulullah Efendimizi anmak demektir. Peygamber Efendimizi yâd edeceğin vakit "Muhammed, Muhammed" diye seslenemezsin. Ancak salat ü selâm getirirsin. Bu da Efendimizin rahmetine vesiledir. O yüce sultanım, derde dermanım ümmetine o kadar düşkündür ki bana salat ü selam getirirseniz sizi daha iyi tanırım, beni unutmayınız zira benimle kazanacaksınız buyuruyor… Her salat ü selamla biraz daha O'nun ruhu ile aşinâ, biraz daha O'nun tevhid gemisine yakın olup bir o kadar da hayvani sıfatlarımızdan uzaklaşırız.
Bir fidan bitiverdi birden. Birdenbire böyle bir âb-ı hayat kaynadı, coştu. Ansızın padişahlar padişahından lûtuflar, ihsanlar, sadakalar gelmeye başladı. Hazret-i Mustafa'nın aziz ve mukaddes ruhuna salâvat… İlâhi sıfatların nakşedildiği o ruh, Muhammed Mustafâ'nın nûrundan insana (geçip) can oldu. Can olduğunda sevincinden diyordu ki Hazret-i Mustafa'nın aziz ve mukaddes ruhuna salâvat [Hz. Pir Mevlana]
Şevk ile salâtlar: Mü'minlere Rauf ve Rahim olan;
Aşk ile selâmlar: Alemlere Rahmet olan Habibullah'a…
İbni Şihâd (ra)'dan rivayet edilmiştir. Resûlullah'ın şöyle buyurduğu bize ulaştı: "Cuma gecesi ve cuma günü bana çok salât ü selâm getiriniz. Çünkü gece ile gündüz sizin salât ü selâmınızı bana ulaştırırlar. Toprak, peygamberlerin cesetlerini çürütmez. Hiçbir müslüman yoktur ki, bana salât ü selâm getirsin de onu bir melek yüklenip bana ulaştırmasın ve o kimsenin ismini bana söylemesin. Hatta melek "falan şöyle şöyle diyor" der.
Madem Hz. Peygambere salâvât getirmek, Allah Teâlâ ve melekler ile aynı işte birleşmek demektir; ne fevkalâde, ne heyecan verici bir birlikteliktir bu... ve madem isimlerimiz Huzur-u Nebi'ye çıkmaya namzet ne büyük şereftir bu…
Asıl cimri, ben yanında anıldığım halde üzerime salâvât getirmeyendir. [Hadis-i Şerif]
İşte O'nu unutarak yaşayan, bu büyük şeref ve en az on misli ile mukabele görmek ikramından kendisini mahrum eden gafil ya da bedbaht Müslümanları da Sevgili Peygamberimiz fevkalâde etkili bir şekilde uyarıyor… Bu itibarla bizlerin O'na karşı en mühim şükür ve vefâ hukûku, O'nu her şeyden, hattâ canından daha çok sevmekle başlıyor… Böylece, ism-i şerifi her anıldığında O'na cân ü gönülden salât ü selâm getirmek, her dem O'nu anmaya, anlamaya fırsat kollamak, O'nun örnek şahsiyetinden feyz alarak bir Peygamber âşığı olarak yaşamak, bizler için bir mü'min karakteri, şahsiyeti, hayat düstûru, feyiz ve rûhâniyet kaynağı olmalıdır. Zîrâ bu dünyada O'nun âlemleri kuşatan rahmet ve şefkatine, âhirette de şefaat-i uzmâsına muhtacız.
Cenâb-ı Hak, gözlerimizi ve gönüllerimizi, ömürlerimizi, şahsiyetlerimiz Nûr-i Muhammedî ile nurlandırsın! O Peygamberler Sultânı'na ümmet olma şerefinin şükrünü îfâ edebilmeyi cümlemize nasîb eylesin. Asrımızı ve neslimizi Nur-u Nebî ile le feyizlendirsin.
 
Leyle-i Cuma mübarek bâd, mah-ı sefer mübarek bâd, meydanlarımız kûşâd ola, çerağlarımız rûşen ola, seyrân-ı süluklarımız âsan, Hazreti Pirin himem-i aliyyeleri üzerlerimize sâyeban ola, Cümlemiz iki cihanda aziz ola. Hepsi sence malum olan hastalıklarımız var, cümlesine misilsiz şifalar ihsan u inayet ola. Rahmet kapıları, merhamet kapıları, saadet ve maişet kapıları üzerlerimize feth u kûşâd ola. Aşk-ı Mevla, Nuru Nebi, Kerem-i Hazeratı Ebubekr, Ömer, Osman, Ali, Gülbank-ı Muhammedi, Dem-i Hazreti Pir, tekabbel minna Kerem-i Mevlâ
Bi ismi zâtike, Ya Allah huu
 
Muhabbet-i Ehli beyt-i Mustafa üzerlerimize sâyebân, Vakt-i şerif, sebeb-i gufran, aleme bayram olan Cuma, Receb'ül Hayr, ömür ve şahsiyetlerimiz, âhir ve âkibet, zâhir ve bâtınlarımız hayrola,
 
Aşk ola, aşk ile dola, Aşkullah,
Muhabbettullah, Marifetullah,
Şevkullah ve Zikrullah gönüllere nakşola erenler
Umalım ki Mevlam söylediklerimizi önce bize duyursun,
sonra ihtiyacı olanlara tesir buyursun. . .

Mevlam ateş-i aşkınızı ziyâde eylesin
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun da
huzur bulasınız efendim