Pages

Subscribe:

CEVŞEN DUASI

B

27 Mayıs 2014 Salı

KANDİL KUTLAMALARI HAKKINDA HERKESİN KAFASINI KARIŞTIRAN SORUYA CEVAP



Sevgili Hocam Yusuf Ulucan'a kandil kutlamasının ne kadar doğru olup olamayacağını sordum kendiside beni bilgilendiren açıklamayı mailime gönderdi .Kendisinden rabbim her iki cihandada razı olsun amin ecmain teşekkürler sevgili hocam.





Saygıdeğer Hanımefendi,
Kandil Kutlamalarının "DİNİ DAYANAĞI" yoktur fakat "MANEVİ VE SOSYAL FAYDASI" vardır. Belki mesela "Hz Peygamberin doğumunu hatırlamak" amacıyla bir yerde bir kutlama yapılmış sonra bu ilginç ya da güzel bulunup devam ettirilmiş ve zamanla KÜLTÜR / ÖRF (gelenek) halini almış
GELENEKLERDE DİNİ DAYANAK ARANMAZ
AMA DİNİ FAYDA ARANIR.
mesela köyle düğünlerde bir "gelin çıkarma duası" yaparlar, yaptırmak isterler. Bunun dini dayanağı yoktur. Fakat kızı evden dua ile uğurlamak ve ona hayır duada bulunmak gibi bir faydası vardır.
evet kandiller konusunda yapılan araştırmalar asr-ı saadetten ve halifeler döneminden bir kaç asır sonra başladığını ,kandil geceleri konusunda uydurma bilgiler üretildiğini ortaya koymuştur.
mesela : Regaib Kandili hakkında önceleri "Peygamberin, ana rahmine düştüğü gece"dir şeklinde anlamsız bir şey söylemişler. anlamsızdır çünkü bir kere tam olarak tesbiti mümkün değildir. ikincisi böyle bir bilginin kişinin imanı ve dini açısından ek bir getirisi yoktur. peygamberin ne zaman ana rahmine düştüğünü bilmek gibi bir dini zorunluluk yoktur.. bunların yanlışlığı anlaşılınca "regaib / rağbet etmek" kavramı üzerine yöneldiler şimdilerde bu kavram üzerine gecenin mana ve önemini izah etmeye çalışıyorlar.  Belki de halkı oyalamak amacıyla konuldu hata regaib gecesi üzerine rivayetler ve hadisler de uydurulmuştur. Günümüzde ise "regaib gecesi şu kadar namaz kılınacak bu kadar oruç tutulacak" gibi dayanağı da kendisi de uydurma rivayetleri bir kenara atalım, benim eski bir arkadaşımı veya epeydir görüşmediğim bir akrabamı arayıp hal hatır sormam ona dua etmem dinen sakıncalı bulunacak bir davranış değil aksine güzel bir davranış olarak görülecektir.
KANDİL KUTLAMALARI MEVLİD PROGRAMLARI birer kültür ve DİNİ HAYATIN BİRER MOTİFİ olmuşlardır. DİNin yaşatılması için motifler de birer  itekleyicidir. mevlid okunurken toplu halde salat-ü selam okunması arada kur'an okunması güzel bir şeydir. tabi "bizim evde mevlid okutalım evimizin bereketi artsın, bende nazar var bir kurşun döktürme merasimi yapayım nazarım gitsin tarzı inanış ise baştan batıldır.
ilk kandil kutlaması Fatımiler Devleti döneminde başlamış helva dağıtılmış yemekler dağıtılmış, Eyyübiler döneminde resmi olarak kutlanmamaış ama evlerde kur'an okumak, tekbir tehlil salavat okumak şerbetler yapmak helva dağıtmak şeklinde devam etmiş sonra Muzafferüddin Kökböri zamanında tekrar resmi olarak kutlanmış. Osmanlılar zamanında 1588 de ve devam eden yıllarda kutlanmış. minarelere kandil yakılmış yemek dağıtılmış mevlid-i nebi okunmuş kur'an okunmuş
Özetle: yok bu gece şu kadar namaz kılacaksın şu gece şu kadar namaz kılacaksın namazlarda da şu sureleri okuyacaksın gibi şeyler uydurmadır. ama insanların birbirlerini arayarak hayır dua etmeleri, kur'an okumaları salat-u selam getirmeleri, nafileten namaz kılmaları dini açıdan BİD'AT ve HARAM  olarak nitelendirilemez.
MİNARE de KUBBELİ CAMİ de islamın emri, şartı değildir ama artık minare ve cami sembol haline gelmiş hatta ilk defa girdiğimiz bir şehirde göreceğimiz bir minare o şehrin müslüman beldesi olduğunu tesbit etmemize yaramaktadır. şimdi "minare bid'attir yıkalım tüm minareleri" denilebilir mi denise bu hangi gerekçeye dayandırılabilir.
Dindarlığımızı hurafelerden uydurmalardan lüzumsuz ve dayanaksız şeylerden arındırmayız ama bize sosyal ve kültürel faydalar sağlayan gelenek ve motifleri de yaşatabiliriz. Başka islam ülkelerinde kutlanmıyor olması veya islamın ilk yüzyılında uygulanmamış olması sosyal ve kültürel faydasını ortadan kaldırmaz.... deyip noktalayalım.
Selam ve dualarla /YUSUF ULUCAN