Pages

Subscribe:

CEVŞEN DUASI

B

2 Şubat 2012 Perşembe

Yârenlik.....



Varsın anlamasın ağyar hâlden ne çıkar?
Biz yürüyelim yine de, gözlerimiz yangın, gözlerimiz fersiz ve sitemli… Gözlerimizde gizli uçurumlar, fersûdeliğimiz âşikâr…
Olsun yârenlik; rahat/sızım… Olsun…

Gündelik sevdalara geçmedi kaydımız; gün, delik deliktir içimizde yıllar yılı…
Dipnotumuz düşmüştür hayâta; çekilmez çok yanımız olsa da, yansız kalmadık zulüm terânelerine!..
Terennümlerimiz aşk olsun diye düştüysek yola ya da düşürüldüysek; şüphesiz bundandır, yüzümüz yere düştüğünde düşüşü yeryüzünün.

Yalımlarımız uzak kıldı bizi içine sevgi tohumu katılmamış her aştan.
Başımız aşka fedadır, diye diye ulaştık ferdalara. Kim bilir kaç gün oldu yola bırakalı gözlerimizi?
Gün saymayı unuttuk sene hesâbından!..

Şimdi yangın varsa gözlerimizde, bırak, olsun yârenlik…
Satırlar sır dolsun.
En güzel’e yolcu olalım her yolda; varsın, taşsın yalazlar sadrımızdan!
Ya böyle mi olmalıydı dünya?
Bir müşfik anne bulduğumuzda, koşmalı mıydık ellerini öpmek için hasretle; zamân, ışık hızıyla devrilirken ömrümüze?..
Oysa bir zamanlar, anneler vardı ki, şefkatleri ulaşırdı yarınlara…
Zaman mı yaşlandı ne; yükümüze direnç katsın diye yorgunluğumuzu bileylerken…
Âh yârenlik; şakaklarımda müzminleşen şarkımı duyuyor musun?
Sevda böyle bir şey galibâ; kilometrelerin sıfırlandığı nokta…
Anlıyor musun beni? Gece, ilmeğine geçiriyor gecikmişliğimi…
Uzaklarda olman neyi değiştirir ki?
Yalnızca, yanarım daha fazla, fazla fazla…
Füzûn bir yalnızlık olur adım, derin bir iç çekişle Fuzûlî’yi çağırırım asırlar berisinden iliğime…

Kimse dinlemez sessizlik dinletimizi, sen dinle yârenlik; cân kulağını çevir de aşka, duy gönlümüzün derûnî gâzellerini…
Ki, bir yerlerde imzan durur bilirsin!

Ama bir ses ver önce, “tın.. tın..” ayak sesin duyulsun.
Gece gözlerim yetişemiyor ihtimallere!
Haydi bir ses ver de, sesim fezâda kaybolmasın. Uçur sesini içimin en uç yanlarına!..
Gözlerim, gecelerce güz…
Muammalığımıza mesafeli duruyor dünya!
Dursun da yârenlik; satır satır serilişimizi sayfalara, kim anlatır hüzünbaz bakışlı ince rûhlara?
Bir bebeğin bakışından devşirip umûdu nasıl da demleriz biz!..
Topu topu terekemiz bir çuval harftir ki, alıcı bulmaz bezirgânlarda; bergüzârlığımız geçer kayıtlara usulca…
Sûretimiz aşka resmolur.
Terekemiz tesellîmiz.
Kimse bilmeyedursun yârenlik…

Pervânelerin bahtında bahtiyarlıktır aşk.
Vakit be vakit dönerek yanarız, yanarak döneriz…
Bir mum ağlayışıdır talihimizin tahlîli. İçimdeki çığı çağır artık diyorum!
Çağlarca içleniyorum sana…
“İç” diyorum…
Ve içerliyorum sessiz…
Tarihleri yazmaya yetiştiremiyorum; nasıl da akıp gidiyor ömür…
Kayıtta kalmaya kayıtsızım neylersin.
Az var bahâra; ürküten, titreten nevbahâra…
Kapılar ardında küçük bir kız çocuğu gibiyim yârenlik…
Zulamda hüzün ve hasret…
Azığım, gözyaşından ibaret…
Ne çok ırak kaldık visal muştulu rüyalara! Ve üstelik yeni bir bahara az kala, cemre olup düşesim geliyor havaya, suya, toprağa…
Yorgunum yârenlik; tek ateşlik topum.
Şu’le şu’le şerholma vaktidir!
Ağır bir kış geçip giderken ömrümden, ağrılı kalırım kış uykusundan kalkmamış gözlerime.
Ve kalakalırım göz önünde bir güz hânendesi gibi hâreli…
Bizde mevsimler içte yaşanır yârenlik…
İlkbahar: düş. Güz: düşüş. Yaz: yanışın rengi. Ve kış: harmanlanan armoni…

Bahara çok az kaldı yârenlik; azalıyorum, az alıyorum şua’sını umudun… Levhâ levhâ asılıyor her ânım.
Ne çok zamandı ardımızda kalan; şirazesiz defterlerin ciltsizliğinde şerhâlandım…
Bahara az kala yine yaralandım…
Ağyar anlamasın hâlden de; sen anlayasın diye, bunca satırların sütunsuzluğunda kaldım.
Aşka daldım bir küçük düşte, mazur görülmemi diliyorum her düşüşümde…
Ve yeni bir nevbahâr girişinde, intizârımdır sana armağanım…
Yârenlik…

Zeynep DİLYARE / Ay Vakti

1 yorum:

Unknown dedi ki...

huuuu hayırlı akş bayi toplantımız vardı cvp veremedim hoşgörün güzel yorumlarınız duanız ve dilekleriniz için yürekten teşekkür ediyorum
...................................
Ben dervişim diyene, bir ün edesim gelir
Seğirdüben sesine, varıp yetesim gelir

Sırat kıldan incedir, kılıçtan keskincedir
Varıp anın üstüne, evler yapasım gelir

Altında gayya vardır, içi nar ile pürdür
Varuben ol gölgede, biraz yatasım gelir

Oda gölgedir deyu, ta'n eylemen hocalar
Hatırınız hoş olsun, biraz yanasım gelir

Ben günahımca yanam, rahmet suyunda yunam
İki kanat takınam, biraz uçasım gelir

Andan Cennete varam, Cennette huriler görem
Huri gılmanı, bir bir koşasım gelir

Derviş Yunus bu sözü, eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeken bir Molla kasım gelir


Yunus Emre